NEFES VE MASKELİ NEFES Deneyimlerinin değişkenliği

//NEFES VE MASKELİ NEFES Deneyimlerinin değişkenliği

Maske takma fikri bazı kişiler için hem mecazi anlamda hem de gerçekten boğucu olabiliyor. Peki maskeler bizi gerçekten oksijensiz mi bırakıyor?
Yoksa biz nefes kapasitemizin farkında mı değildik?

Kanada Toronto’da yapılan küçük bir araştırma, yüz maskelerinin güçlü egzersizler sırasında bile nefes almayı engellemediğini gösteriyor.

Saskatchewan Üniversitesi’ndeki araştırmacılar ; aerobik kondisyon için “altın standart” olan yedi kadın ve yedi erkeğin cerrahi maskeler takarak, kumaş maskeler takarak ve hiç maske takmayarak bir döngü ergometri testi sırasında kan ve kaslarındaki oksijen seviyelerini ölçtüler. Kan ve kaslardaki oksijen oranlarında bir değişim olmadığını gözlemlediler.

Uluslararası Çevre Araştırmaları ve Halk Sağlığı Dergisi’nde yayınlanan bulgular, egzersiz sırasında maske takılmaması gerektiğine dair Dünya Sağlık Örgütü de dahil olmak üzere kurumlar tarafından sunulan önceki halk sağlığı tavsiyelerini sorguladı.

Yine Saskatchewan Üniversitesi’nde yapılan araştırma, yorucu egzersiz sırasında takılan yüz maskelerinin performansı veya kan ve oksijen seviyelerini etkilemediğini gözlemledi.

Araştırmacılar, on dört fiziksel olarak aktif ve sağlıklı katılımcıyı, sabit bisikletlerde pedal çevirirken cerrahi maskelerin ve üç katmanlı kumaş maskelerin kullanımını değerlendirdi.
Katılımcılar gerekli pedal hızını sürdürdükçe testin yoğunluğu bisikletin direnç seviyesiyle aşamalı olarak arttı. Birey artık pedal hızına yetişemeyince test sona erdi. Katılımcılar testi her biri farklı günde olmak üzere üç kez tekrarladılar ve baştan sona kas ve kan oksijen seviyeleri kaydedildi.
Bulguları, yüz maskesi takmanın kas ve kan oksijenasyonu üzerinde minimum etkiye sahip olduğunu ve performans üzerinde hiçbir zararlı etki yaratmadığını ortaya çıkardı.

ABD’nin en iyi uzun mesafe koşucularından biri ve Olimpik Gümüş ve Bronz Madalya sahibi Galen Rupp’ın astımı ve alerjik sıkıntıları olduğu için koşarken ara sıra maske taktığını ve 2011’de maske takarak Olimpiyat seviyesinde performans gösterebildiğini düşünürsek, yüksek yoğunluklu egzersiz sırasında maskenin bireyler için bir engel olmayabileceği düşünülebilir.

Maske takmak, akciğer hastalığı olan kişilerde bile karbondioksit zehirlenmesine yol açmıyor.
Annals of the American Thoracic Society’de yayınlanan çalışmada araştırmacılar, yüz maskesi takılmasıyla oksijen veya karbondioksit seviyelerindeki değişiklikleri içeren gaz değişimi sorunları arasında bir bağlantı olup olmadığını belirlemek için yola çıktılar. Hem sağlıklı bireyleri hem de şiddetli kronik obstrüktif akciğer hastalığı veya KOAH’ı olan kişileri değerlendirdiler. Sonuç bilgi formuna göre ; KOAH’lı insanlarda “nefes darlığı ve / veya yorgun hissetme yol açabildiği, bu kişilerin nefes almak için daha çok çalışması gerektiği ve maske takmanın olumsuz etkilerinin, çok şiddetli akciğer bozukluğu olan kişilerde bile minimum düzeyde olduğu.
Araştırmalar maske takarken nefes darlığı hissinin yada yaşamanın oksijen veya karbondioksit seviyelerindeki değişikliklerle bağlantılı olmadığını gösteriyor.

Nefes darlığı veya hava açlığı hissi, ne kadar uğraşırsanız uğraşın yeterli nefes alamamak zor bir deneyimdir.
Akciğerlerinde zayıflık veya herhangi bir akciğer hastalığı olan kişiler nefese fazla odaklandıklarında endişe ve nefes darlığı yaşayabilirler.

Egzersiz sırasında veya stres ve anksiyete zamanlarında; astım veya KOAH gibi kronik akciğer hastalığı olan kişilerin nefes alma hızı ve ritmi artar, bu da dinamik hiperinflasyona yol açar.

Dinamik hiperinflasyon, nefes verme sırasında havanın tamamen dışarı atılması için yeterli zaman olmaması durumudur. Çünkü hava yolları daha kolay sönebilir. Buda giderek daha fazla alınan nefesin sönmüş hava yolunun arkasında birikmesine yol açar. Taze alınan nefesin girecek alanı giderek azalırken, daha fazla ve daha hızlı nefes alma ihtiyacı hissine yol açar. Bu bir kısır döngüdür.
Bu döngüyü önce o hissi fark ederek, sonra da bilinçli nefes alarak, nefeslerimizi büzülmüş dudaklardan uzun sürede vererek durdurabiliriz. Bu, durgun havanın salınmasına izin vererek ve solunum yollarını açarak taze solunan nefes için daha fazla yer açar. Bu tür solunum aynı zamanda vagus sinirini de harekete geçirir.

Akciğer hastalığı olanlar tarafından kullanılan bu tür büzük dudak solunumu, özellikle maske takmak fiziksel rahatsızlık hissi uyandırıyorsa ve hava açlığı hissini veriyorsa, endişe ve stres duygularını yatıştırmak için de kullanılabilir.

Maske Takmaktan Endişeli misiniz?
Maske takmaktan endişe duymak aslında normal bir fizyolojik reaksiyondur.
Maske takmak kişiyi gerçekten havasız bırakarak boğulma tehlikesi yaratmasada, nefes almayı kesintiye uğrattığı hissi veriyor.
Vücudumuz bu duruma endişe veya paniğe kapılarak yanıt verir ve hiperventilasyona sebep olarak bu konuda bir şeyler yapmamız için bizi uyarır . Tepki hayatlarımızı kurtarmak içindir ve aslında vücudumuzun yapması gereken şeydir. Başka bir deyişle, “Vücudunuz, evinizdeki yangın alarmının, mutfak çok dumanlı olduğunda ama yangın olmadığında yaptığı gibi yanıt veriyor. Bu yanlış bir alarm. ”

Buna, astım veya kronik obstrüktif akciğer hastalığı gibi diğer durumlar nedeniyle halihazırda nefes almakta güçlük çeken, zihinsel sağlık sorunları olmasa bile maske taktıklarında anksiyete yaşayan insanlar dahildir. Bu, anksiyete, panik veya travma geçmişi olanlar için de ortaya çıkabilir.
Uzmanlar çocuklukta cinsel taciz veya aile içi şiddet gibi travma geçmişi olan bazı kişiler için maske takmanın onlara travmayı hatırlatabileceğini söylüyor.

Vücut bu tür travmaları örtük olarak hatırlıyor. Yani yine, vücudunuz aşırı tepki veriyor çünkü güvensiz olduğunuzu düşünüyor ve bu konuda bir şeyler yapmanızı istiyor. Vücudunuz sizi koruyor.

Nefesinizi kontrol etmeyi öğrenin: Maskenizi takmadan önce “dikkatli, diyafram nefesi” yapın. 4 saniye nefes alın, 7 saniye nefesinizi tutun ve ardından 8 saniyede nefes verin. Bu, nefesinizi yavaşlatmanıza ve ayrıca nefesinizi daha verimli hale getirmek için göğsünüzdeki ve karnınızdaki kasları güçlendirmenize yardımcı olacaktır.

Vücudunuz endişeli fizyolojik tepkisini verdiğinde vücudunuza şunu söyleyin: “Güvenli. Bu sadece bir maske. Bak , nefes alıyorum.”

Maske takmak bilinçli nefes için harika bir eğitim olabilir.
Maskeyi fazladan bir filtre olarak görerek nefesinize dikkat etmek için bu fırsatı değerlendirin.
1. Burnunuzdan nefes alın.
Ortalama bir kişi günde 19-24 bin nefes alır. Bununla birlikte, özellikle koronavirüs pandemisini yaşarken önemli olan bu nefeslerin kalitesidir. Burundan nefes almak birçok açıdan önemli olmanın yanında nitrik oksit salgılar, bu da kanınızdaki karbondioksit (CO2) miktarını arttırır ve dokularınıza ve hücrelerinize daha fazla oksijen salar. Bu arada ağızdan nefes almak nitrik oksit salmaz ve yorgunluk – endişe duygularına yol açar.
Maske takılı iken ağızdan nefes alma eğilimine dikkat edin.

Kalp atış hızınızı, kan basıncınızı ve stres seviyenizi düşürmeye yardımcı olmak için diyafragmatik nefes alınmalıdır. Solunum kaslarınızı bu basit tekniklerle güçlendirmek, yüz maskesi takarken nefes almayı kolaylaştıracak ve aynı zamanda rahatlamanıza da yardımcı olacaktır.

2. Deneyiminize ve çevrenize tepki olarak nefesinizin nasıl değiştiğine dikkat edin. Bunalmış hissederseniz bilinçli olarak daha yavaş ve daha derin nefesler alın, yavaş verin.
3. Solunum yollarınızın açık kalması için nane veya portakal gibi uçucu yağlardan bir damla ekleyin. Bu aynı zamanda duyusal rahatlık getirecektir.

Sağlıklı ve mutlu kalın…

Yeşim Mungan

By |2021-06-14T09:17:16+00:00Haziran 14th, 2021|Genel|0 Comments

Studio Jade

Metropol İstanbul Atatürk Mahallesi Ertuğrul Gazi sokak C Blok Kat 2 Daire : 65 Ataşehir - İstanbul

Phone: 0216 688 80 30

Mobile: 0546 688 80 30

Web: www.yesimmungan.com