Ruh Kasımızı Rahatlatalım Temmuz 2018

/, Genel, Pilates, Terapi, Yoga/Ruh Kasımızı Rahatlatalım Temmuz 2018

Kalçanızda, alt bel yada sırtınızda , hatta bacağınıza doğru devam eden diz ve belkide ayak bileğinizde hissettiğiniz kronik, zaman zaman anlam veremediğiniz şekilde yoğunlaşan ağrılarınız oluyor mu?

Bunun sebebinin Yoga terapi yaklaşımında “ruh kası” denilen ve vücudumuzun fiziksel (kaslarımızın baskı altında kaldığı) ve duygusal strese verdiği tepki ile Psoas kasının stres altında kalmasından kaynaklanabileceğini biliyor muydunuz?

Modern yaşamın bizi sürüklediği telaş ve koşturma içinde olan hayatımızda vücudumuza fiziksel ve mental olarak ne kadar stres yüklediğimizin farkına varmadan yaşıyoruz. Ve doğal rahatlama yeteneğimizi hiç kullanmadan, farkındalıksız bir şekilde vücudumuzu ve zihnimizi sürekli endişe ve korku durumunda tutuyoruz.

Şehirde hayat gitgide karmaşık, kaotik olmakta, stress ise daha küçük yaşlardan itibaren günlük rutinimizin bir parçası haline gelmektedir.

İşte bu stres ve gerginlik ruh kasımızda (Psoas Muscle) depolanır ve hayatımızı birçok açıdan etkiler

Bu kendimizi kasmalarımız gittikçe postürümüzü ve duruşumuzu etkileyerek omurga, dolaşım, kas ve sinir sistemi sorunlarına yol açar ve  bunların tümü “iyi hissetme”duygumuz üzerinde olumsuz etki yaratır.

Psoas kası, fiziksel stabiliteyi sağlayan en temel kas grubudur. Bacaklardan başlayarak omurgaya uzanan psoas, bacaklarla bel kemiğini bağlayan tek kas. T12 omurlarından çıkan kaslar, lumbar omurlarına doğru ilerliyor ve en sonunda kalça kemiğine bağlanıyor.

Kalça kemiğinin yanı sıra psoas kası diyaframa da bağlanıyor. Nefes alıp verme sırasında harekete geçen diyafram kası aynı zamanda korku ve anksiyeteyle ilişkili birçok fiziksel semptomun yer aldığı bir bölge.

Yapılan araştırmalar ile psoas ile beyin sapı ve omuriliğin bilinen en eski bölümü olan “alt beyin” ile doğrudan ilişkili olduğu düşünülüyor. Ve beyin korteksinin cümle kurma veya organizasyon kapasitesi gelişmeden çok daha önce, yaşamsal dürtülerin yer aldığı alt beyin oluşuyor ve bu bölüm en temel beyinsel fonksiyonları yönetiyor.

Psoas en büyük flexor kaslardan biri olarak, korku ile hemen devreye girer. Korku refleksi daha yaşamın ilk haftalarında oluşur ve sinir-kas sistemimize yerleşir.

Çok yüksek bir ses duyduğumuzda veya fiziksel zarar görme olasılığı olan ani bir durum bizi hazırlıksız yakaladığında beden korunma haline geçer. Baş omuzların arasına doğru çekilir, omuzlar kulaklara doğru yükselir, karın kasları ve hip flexor kaslar kasılır, ve bedenin arkasındaki kaslar katılaşır.

Korku reflexi her ateşlendiğinde psoas kasılır. Bunu yaparak uçları birbirine yaklaştırır, güvenlik hissi yaratacak bir kapanma yaratır, yumuşak, incinebilir bölgeleri  kapatarak korumaya almış olur. Tüm bedene “savaş yada kaç” uyarımı giderek, sempatik sinir sistemi devreye girer, adrenalin salgısıyla kalp atışları ve nefes hızlanır. Normal koşullarda tehdit ortadan kalktığında tüm bu kaslar gevşeyerek eski haline dönmeli.

Ancak, dengeleyici dinlenme süreçleri olmadan , sürekli korku refleksi tekrar ettiğinde; sürekli gerginlik yaratan koşullanmış bir tepki ortaya çıkar ve anksiyete  olarak deneyimlenir.

Anksiyete, birebir fiziksel travma ve incinme, çocukluk çağından bugüne öğrenilmiş yanlış postür ve bedeni taşıma biçimiyle Psoas’ın sürekli kasılı, kısa ve gergin olması alt bel bölgesinde (lumbar)  yüksek baskıya neden olur.

Sürekli kasılma ve yanlış kullanımdan psoas kısalmışsa bu, leğen kemiğinin öne eğimine neden olur. Bunun sonucu lombar, dorsal ve servikal omurgada abartılmış kavisler görülebilir (lordos, kifos, skolyoz).

Dolayısıyla alt bel ağrıları, disk problemleri, gövdenin merkezindeki organlarda basınç oluşur, omurganın kavisleri derinleşir .

Kısalan Psoas  diyafram etrafındaki fasya ve tendon dokuları çeker ve nefes alış verişler kısıtlı kalmaya başlar, solunum sistemi etkilenir, solunumu daralmış kişinin zihin ve psikolojisi de kısıtlı duygular yaşar.

Kalça ve uyluk kemiğinin hareket alanı sınırlanır, kalça, diz ve ayak eklemlerinde yıpranma sonucu ağrı ortaya çıkar.

Lombar sinir ağının, sürekli kasılı psoastan gönderilen sinyaller negatif geribildirim döngüsü oluşturur ve sinir sisteminde fonksiyon bozuklukları başlar.

Ayrıca genel olarak kasılı bir psoas gövdeyi kısaltır, iskeletin yapısal pozisyonunu etkiler, organlar için gereken iç alanı daraltır, yemeklerin sindirilmesi ve temel boşaltım sekteye uğrar, metabolizma hızı etkilenir.

Ve bu zincir hem bedenimizi hem ruhumuzu yorar…

Oysa psoas kasımızı rahatlatıp denge kazandırarak, bedenimizi ve ruhumuzu hafifletmemiz, büyük bir iç huzura ve aynı zamanda kas ağrılarından kurtulmuş bir bedene kavuşmak mümkün.

Dergimizin bir sonraki sayısında uygulama örnekleri ile görüşmek üzere sevgiyle kalın.

Namaste,

Yeşim Mungan

By |2019-07-15T21:10:16+00:00Kasım 13th, 2018|Basın, Genel, Pilates, Terapi, Yoga|0 Comments

Studio Jade

Metropol İstanbul Atatürk Mahallesi Ertuğrul Gazi sokak C Blok Kat 2 Daire : 65 Ataşehir - İstanbul

Phone: 0216 688 80 30

Mobile: 0546 688 80 30

Web: www.yesimmungan.com