Zayıf posture, durus yanlisliklari, sagliksiz hareket aliskanliklari zaman icinde agri ve yaralanmalara neden olur. Sirt ve boyun agrilarimiz vucudumuzu kullanis seklimize ozen gortermemiz gerekliligi mesajini verir.
Gunluk rutin yasam aktivielerimizi dahi zayif vucut mekanizmasi ile yaptigimizda vucudumuza surekli olarak stress ve baski yukleriz. Bu da kas gerilmesine yol açar ve gerilen kaslar bu şekilde daha kolay zedelenir, spazma sebebiyet verir. Omurları birbirine bağlayan bağlar da yanlış kullanım ve travmalar ile zamanla yıpranır.
Dogru durus, vucudumuzun yercekimine karsi dik, vucut eklemlerimizin birbiri ile uygun iliisikli hizada kullanilmasidir. Boylelikle birbirleri ile saglikli siralanan kemikler ideal hizalamayi olusturarak kaslar baski gormeden en saglikli sekilde kullanim pozisyonunda olur.
Vucut cizgisinin yanlis kullanilmasi, ilgili eklemlerin birbiri ile hizasiz yerlesimi; omurga basta olmak uzere iskeletin farkli bolumlerine dengesiz baskiya sebep olur.
Ornegin, legen kemiginin one normelden fazla bir egim ile kullanilmasi ( anterior tilt pelvis) , karin kaslarini normalden zayif ve uzun, alt bel kaslarini ise kisa ve baskili bir pozisyona sokar. Normalden fazla cukurlasan beli kompanse etmek isteyen omurga boyunca farkli egim ve kassal baskilar olusur.
Bel ağrıları genellikle omurganın sonunda kasların kemiğe yapıştığı yerde hissedilir. Genç yada yaşlı herkes aynı ağrıdan şikayet eder ve eğer zamanında tedavi edilmezse hastalık kronik bir hal alır. Genellikle boyun ve bel ağrıları kaynaklandıkları hastalığa bağlı olarak, artrit, spondilit, romatizma, fibrozis, disk kayması gibi isimler alırlar ve eğer ağrı kollara ve bacaklara yayılırsa bu nöritis yada nöralji olarak adlandırılır.
Bir çok bel problemi ve bel ağrısı yanlış duruşa, modern beslenme alışkanlığına ( ayakta yemek yeme ), ağrıyı ihmal etmeye,spor alışkanlığının olmamasına yada yapılan sporun edinilen yanlış duruş ile yapılmasına, gerilime, strese, migrene ve aşırı kilo almaya bağlıdır. Yaşlandıkça ve tekrarlayan bel ağrıları, kaslarda spazma neden olur ve kaslar elastisitelerini kaybeder. Yaşla birlikte ortaya çıkan bel ağrılarının bir diğer nedenide osteoporozis ( kemik erimesi ) olabilir. Bu durum kasları uyarır ve spazma neden olur, ya da sinirlere bası yaparak ağrıya neden olur.
Pilates & Yoga Terapi egzersizleri, vucudun dogru hizalandirilmasi (posture) , kaslarin esit kullanimi ve yapilandirilmasi temel prensibi ile etkin sonuca ulasir.
Ozellikle bu hizalanmanin disina cikma sebepleri uzerinde calisilir. Bu basliklar, core merkezi zayifligi, pelvic floor kaslarinin zayifligi, kassal dengesizlik ve yanlis siralamada calistirmak ile vucut farkindaligi olmamasi gibi bel, sirt, boyun ve omuz yaralanmalarinda baslica etkenlerdir.
Saglikli bir omurga, one, arkaya ve yanlara bukulebilmeli, burgu ( twist) yapabilmeli ve omurlar tek tek artikulasyon yapabilmelidir. Pilates Terapi programlari posturun durumuna gore planlanip, maximum basari noktasina dogru modifikasyonlandirilir. Karin kaslari guclendirilirken, sirt kaslari karin ile uyum icinde calismayi ogrenir ve omurga maximum hareket kabiliyetine ulasir.
Yogada omurga bölgesine çok önem verilir. Bunun nedeni yoga felsefesinde kabul edilen ana enerji kanalı Sushumna Nadi’nin bu kanal boyunca uzanıyor olmasındandır, ki bu santral sinir sistemi ile eş anlamlıdır. Enerji kanal boyunca iki yönlü hareket eder ancak genellikle Mooladhara Chakra’dan yani kuyruk sokumundan, Sahasrara Chakra’ya yani başa doğru hareket eder. Bu sayede enerji bedenin tüm parçalarına değişik nadi ve sinirlerce taşınır. Otururken, ayakta ya da yürürken doğru duruş biçimi önemlidir. Omurgamızın doğru şekilde kalması için birçok Yoga Asanaları ( duruş biçimleri ) vardır.
Yoga asanaları omurgadaki sıkışmaları serbest bırakmayı amaçlamaktadır. Omurgayla bağlantısı yokmuş gibi görünen pozların temelinde bile omurgadaki enerji (prana) akışını pürüzsüz hale getirmek gayesi vardır. Burgu, yani twist hareketleri omurgayı çabuk ve etkili bir biçimde canlandıran pozlardır. Alışkanlık ve yıllarla gelen duruş bozuklukları, muhtelif sinir sistemi aksamaları ve günlük neşe miktarı doğrudan ilişkilidir.
Dik duran omurganın omurlarının arasında açılan mesafe, enerji ve kanın serbest dolaşımını mükemmel bir dengede tutar. Sıkışan enerji ise bedenin uç bölgelerine potansiyelin altında bir miktarda gidebilmektedir. Bu durum da göğüs kafesinde daralma yaratmakta, kişi kendini neşesiz ve halsiz hissetmektedir. Omurgadaki enerji sıkışmaları serbest kaldığında ise ayak parmaklarından başın tepesine kadar yoğun ve sürekli akan can (prana) duygusal bedende hafifleme hissi ve neşe olarak kendini gösterir.
Yeşim Mungan
Studio Jade