Yoga ve Vagus Sinirimiz Temmuz 2019

//Yoga ve Vagus Sinirimiz Temmuz 2019

Yoga ve Vagus Sinirimiz….. Stresle baş etmek için geç kalmadınız….

Çok farkında olamasak da zaman zaman stres döngüsünün içinde kaybolmuş buluruz kendimizi. Peki ama bu döngü nasıl oluşur?
Zihnimiz bir tehlike, tehdit veya stres durumu algıladığı anda sempatik sinir sistemi devreye girer ve stres hormonları salgılanmaya başlar. Karşılık olarak vücudumuzda kan basıncı artar, kişi hızlı ve yüzeysel nefes almaya başlar ve vücut beyne “ savaş veya kaç” durumuna hazır olduğu sinyalini gönderir. Beyin, bu sinyalleri vücudun gerçekten bir tehlikede olduğunu konfirme etmesi şeklinde yorumlar ve vücuda stres hormonları göndermeye devam eder. “Savaş ya da kaç modu” nda devam eden vücut da aynı şekilde beyne geri bildirime devam eder. Ve böylece stres döngüsüne kapılmış oluruz.

Stres gibi Sempatik sinir sistemini uyaran etmenlerin sürekliliği durumu, vagus siniri etkinliğini azaltarak vücudu savunmasız hale getirir. Bu döngüyü kırmak için, Parasempatik Sinir sistemini (dinlen ve sindir modu) devreye sokmamız gerekir.
Vagus siniri beyinden çıkan on iki sinir çiftinin en önemlisi olarak parasempatik sinir sistemine ait onuncu kafa siniridir. Bu onuncu sinir rahatlamanızı, zihinsel dinginliğe ulaşmanızı, stresle başa çıkmanızı ve mutlu hissetmenizi sağlayarak yaşam kalitenizi yükseltmenizi sağlayan kısımdır.

Vagus siniri bütün vücut içerisinde en uzun ve en kompleks sinirdir. Akciğer ve mide siniri olarak da adlandırılan vagus siniri, beynin en arka kısmında omurilik soğanından başlar ve gırtlak, yemek borusu, boğaz, bronşlar, kalp, mide, pankreas ve karaciğeri izleyerek bağırsakların alt bölgesine kadar gider ve kalp atışı, sindirim ve soluma gibi istem dışı vücut fonksiyonlarını kontrol eder. Genellikle sindirim sistemini hızlandırırken diğer sistemleri yavaşlatır. Vagus sinirinin taşıdığı bilginin 80-90%’ı duyu sinyallerinden oluşur. Ayrıca vagus siniri iskelet kasları, salgı bezlerini kontrol etmek gibi çok sayıda işlevi vardır, konuşma ve yutkunmada bile rol oynar.

Vagus, beyne vücudun organlarına dair sürekli duyusal uyarı verir, yani iç organların durumu ile ilgili iletişim vardır.‘Dinlen ve sindir’ tepkisi. Nasıl ki ‘savaş ya da kaç’ tepkisi tehlike anında sistem devreye giriyorsa, ‘dinlen ve sindir’ tepkisi de dinginlik hissi karşısında otomatik olarak ortaya çıkar. ‘Dinlen ve sindir’ tepkisi etkinleştiğinde kalp atışları yavaşlar, kan basıncı düşer, solunum yavaşlar ve derinleşir. Bedenin merkezine kan akışı yeniden sağlanır; böylece sindirim rahatlar, bağışıklık sistemi desteklenir, iyi hissetme algısı içimize aşılanır.

Bunun için 2 yolumuz var. Zihnimizi ortada tehlikeli bir durum olmadığına ikna etmek veya vücudun stres durumunda verdiği biyolojik tepkileri sonlandırarak zihne artık savaşıp ya da kaçmayı gerektiren bir durum olmadığı sinyalini vermek.
Burada bizim için önemli olan, çoğunlukla parasempatik sinir sistemi mesajlarının vücuttan beyne ve beyinden vücuda aktarılmasında sorumlu olan Vagus sinirinin bu iletişimi yapmasıdır. %80 olarak bilgi vücuttan beyne aktarılır. Bu sebeple vücudun stresli veya sakin durumda olmasının zihnin durumunda direkt etkisi vardır.

Vagus sinirinin oluşturduğu vasovagal reflex yoluyla Enterik sinir sistemi koordinasyonu gerçekleştirilir. Enterik sinir sistemi, aynı beyin gibi davranışlarımız ve ruhsal dengemiz üzerinde etkisi bulunan, ikinci beyin olarak kabul edilen bir sistemdir. Beyinle benzer özellikler taşıyan enterik sinir sistemi hem bağımsız çalışabilir, hem de vagus siniriyle beyne gönderdiği sinyallerle davranışlarımız üzerinde etkili olur.

Vagus siniri, üç temel sistemden geçer; Kalp-damar sistemi, solunum sistemi, sindirim sistemi. Dolayısı ile nefesimiz, kalp hızımız ve sindirimimiz tümü doğrudan vagus siniri ile ilgilidir. Yani, solunum, dolaşım ve sindirim sağlığımız vagus sinirinin faaliyetlerine yakından bağlıdır. Bu sinirin uyarılması kalp hızının azalmasına, kan basıncının düşmesine ve bir nevi fiziksel ve ruhsal gevşemeye ve rahatlamaya neden olur. Kalp ritmini ve kan basıncını normal düzeyde tutar ve kalp ile beyin arasında iletişim sağlar.

Vagal sinirin enerji frekansı ‘tonu’ bu noktada çok önemlidir. “Vagal ton” bu sinirdeki biyolojik aktivitenin düzeyi anlamına gelir. Bu aktivite düzeyi zihinsel ve psikolojik iyi hissetme hali için çok önemli bir etkendir. Vagal tonun yüksek olması parasempatik sistemin daha kolay aktive olarak vücudun stres altında kaldıktan sonra kısa sürede rahatlayabileceği anlamına gelir.

Bedenin tüm otomatik fonksiyonları içinde (kardiyovasküler, hormonal, bağışıklık, sindirim,.) sadece nefes bilinçli bir şekilde kontrol edilebilir. Bizler bilinçli olarak nefesin hızını, derinliğini ve paternini değiştirilerek, bedenin solunum sisteminden beyine giden mesajlarını değiştirebiliriz. Vagus sinirini aktive eder, vücutta parasempatik etki yaratabiliriz.

Vagus siniri bedenimize rahatlamasını, tamir olmak ve iyileşmek için dinlenmesini söyler.

Vagus sinirini her gün düzenli olarak uyarmamız ve güçlendirmemiz önemlidir. Vagus sinirini direkt olarak aktive etmemiz mümkün değildir. Çünkü bizim kontrolümüz dışı çalışan Otonom sinir sisteminin parçasıdır. Ancak; kendimizi “dinlen ve sindir modu” na bilinçli olarak sokar ve Vagus sinirini indirekt olarak aktive edebiliriz. Bunu nasıl yapabiliriz?

Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Chris Streeter, PhD ve takım arkadaşları yoga ile vagus sinirinin uyarımının düzenlenebildiğini ortaya koymuşlardır. Araştırmacılar bunu test etmek için, vagal ton uyarımını artıracak uygulamaları incelediler. Örneğin, nefes çalışmalarının (ujjayi pranayama) kişideki rahatlık hissini artırdığını ve kalp atım oranını düzenlediğini buldular.

Sempatik sinir sistemi nefesi kısa, yüzeysel ve sık nefes alışverişler iken, parasempatik sinir sistemi nefesi sakin ve derin nefes alış verişini sağlar. Biz kısmen müdehale imkanımız olan (istesek kontrol edebildiğimiz ama unuttuğumuzda otonom sinirsistemi tarafından gerçekleştirilen) ritmimizi ve şeklini değiştirerek vücudumuzda parasempatik etki oluşturarak beyne dinlen ve sindir sinyali gönderebiliriz. Parasempatik sinir sistemini devreye sokabileceğimiz en iyi tekniklerden biri Diyafram Nefesi tekniğidir.

Derin nefes verişlerinin soluk borusunu baskılaması sonucunda vagal sinir uyarılır ve vagusun sağladığı sakinleştirici, canlandırıcı etkiler arttırılır. Kontrollü solumanın vagus siniri üzerindeki etkileri en yoğun olarak nefesi verme sırasında meydana gelir. Burundan alınan derin bir nefes yavaşça verilirken bu sinir uyarılır. Adrenalin ne yapıyorsa Vagus onun tersini yapar. Kalp hızını yavaşlatır, gevşemize ve rahatlamamıza yol açar.

Diyafram aracılığıyla nefesi belirlemesi, bu bölgeye yönelik çalışmalarda nefesin gelişmesini sağlar. Nefes farkındalığını değiştirerek fiziksel etkinlikler ve salgılar değiştirilebildiği gibi ruhsal değişiklikler de yönetilebilir.

Vagal tonu düşük olduğunda oluşan tükenmişlik hissinin yanı sıra sindirim sistemi faaliyetleri yavaşlar, fakat kalp atış hızı yükselir. Düşük vegal tonu durumunda söz konusu olan depresyon, post-travmatik stres bozukluğu, kronik ağrı ve epilepsi gibi rahatsızlıklara sahip olanların yoga uygulamaları ile anlamlı düzelmeler kaydedilmiştir.

Spor ve egzersiz de vagal tonu arttırmaktadır. Tıpkı Meditasyon gibi. Sabit bir düşünceye odaklanmak hatta bazen ‘o obje olmak’ veya kendi inancına ait yaratıcı ile bütünleşmek aslında kişiyi benliğinden uzaklaştırıyor. Meditasyon esnasında nefesin yavaşlatılması da otonom sinir sisteminin kontrol mekanizması vagus sinirini uyardığı için nihayetinde kalp atışları da yavaşlıyor. Böylece sistem tamamen senkronize olarak rahatlama moduna geçiyor

Kuzey Carolina Üniversitesi psikoloji uzmanlarından Dr. Barbara Fredrickson 73 yetişkin denekten 9 hafta boyunca yaptığı deney sonucunda vagal tonu yükseltebilmenin yolunun olumlu düşünce ile mümkün olduğunu belirtiyor ve Sevgi Meditasyonu önerisinde bulunuyor.

Yine yaptığı deneylerden çıkarılan sonuçlara göre, “sevgi meditasyonu” ile vagal tonu yükselttiğini tespit etmektedir.

Vagus siniri ile kötü iletişimin şunlara yol açtığı belirtiliyor: Bağırsaklardaki düşük kan akışı, hastalığa yol açan maya ve bakteri artışı, bağısak geçirgenliği (akıntılı bağırsak), kronik düşük seviye inflamasyonu. Bu da inflame olmuş beyine yani azalan sinir iletimine ve depresyona neden olur. Dolayısıyla vagus siniri ve beyin iletişimi azalır ve tüm döngü yeniden başlar.

Solunum sisteminin mesajları hızlıdır. Düşünce, duygu ve davranış düzenleyen beyin merkezlerinin üzerinde de çok güçlü etkileri vardır. Vagal tonumuzu yüksek tuttuğumuz sürece vücudumuzun iç sistemi düzenli çalışır ve bütünsel sağlığa kavuşuruz. Sağlıklı vagal ton için derin diyafragmatik solunum (uzun, yavaş nefes) vagus sinirini uyarıcı etki gösterir ve bu durum da özellikle kaygı durumlarında, kalp hızı ve kan basıncını yavaşlatmanın yoludur.

Yoga… başlamak için asla geç kalmadınız

Sevgiyle kalın..

By |2019-07-15T21:54:16+00:00Temmuz 8th, 2019|Basın|0 Comments

Studio Jade

Metropol İstanbul Atatürk Mahallesi Ertuğrul Gazi sokak C Blok Kat 2 Daire : 65 Ataşehir - İstanbul

Phone: 0216 688 80 30

Mobile: 0546 688 80 30

Web: www.yesimmungan.com